•  Bir bakkal dükkanını aratmayacak ürünlerim var.Çocukluğumun güzel anılardan biri de sarelle çeşmesiydi..O zamanlar çikolata musluğuna ağzımı dayayıp kana kana çikolata içmeyi hayal etmişimdir.Şimdi düşüncesi bile şekerimi yükseliyor.

    Bir bakkal dükkanını aratmayacak ürünlerim var.Çocukluğumun güzel anılardan biri de sarelle çeşmesiydi..O zamanlar çikolata musluğuna ağzımı dayayıp kana kana çikolata içmeyi hayal etmişimdir.Şimdi düşüncesi bile şekerimi yükseliyor.

  • Lions

    Lions

  • Snowalker

    Snowalker

  • Howling

    Howling

  • Sunbathing

    Sunbathing

29 Temmuz 2012 Pazar

Öncesi ve sonrası

İzmir'de yazlık sezonu açıldı.Cuma günü şehirden çıkılır,yazlıklara doğru yol alınır.Kayınvalidemin yazlığı Ürkmez'de.Bu sıcaklarda,haftasonları biz de o tarafa doğru yol alıyoruz.Deniz tertemiz ve plaj çok güzel.Oğlum Deniz başlarda'' denize gidelim hadi'' dediğimizde ''ben burdayım ama nereye gidiyoruz''dese de sonraları ne demek istediğimizi anladı.Yazlık eski eşyaların depolandığı biryer gibi olmuştu, epey bir kısmını kayınvalidemin pek istememesine rağmen müthiş kararlılığımla (çok kolay olmadı tabi:))eledikten sonra elde kalanlarla sade birşey yapalım dedim.En sade hali aşağıdaki şekildeydi.Durduğum yerde duramadım yine eldeki imkanlarla aşağıdaki şekle dönüştürdüm.Küçük,çok masraf gerektirmeyen şeylerle odanın havası değişti.

Tu
Fotoğraflarda gözüm perdeye takılıyor,o da bir ayar istiyor sanki :))Çerçevelerin içleri de dolduğu zaman işlem tamamdır.

24 Temmuz 2012 Salı

Ürgüp'te nerede kalınır?

Tatil için bu yaz İç Anadolu'yu tercih edenlerdeniz.Aslında eşimin kuzeni evleniyordu,o amaçla gitmiştik Ürgüp'e.Hazır buralara kadar gelmişken ve geceleri yorganla yatıyorken ''neden biraz daha kalmayalım''dedik.Düğün zamanında bütün akraba evleri misafirle dolup taşmış ve yer kalmamışken,bizi unutmamışlar ve güzel bir otel ayarlamışlar.Fresko Konakları diye geçiyor adı.Biz çok sevdik,iyi ki de kalmışız dedik.Kayadan oyularak inşa edilmiş,çok serin ve ferah bir mekandı bizim odamız.Diğer birkaç oda da kayınvalidemlere verilmişti,onların ki konak odalarıydı.Belki bir ara, onların odasının fotoğraflarını da koyarım.


Oğlum yorgunluktan kendini nereye atacağını bilemedi.''Acaba odanın hangi tarafından dağıtmaya  başlasam''diye düşünüyor da olabilir.


En sonunda yatakta yatmanın rahat olacağına karar verdi :)


Başlangıçta buranın gizli bir geçit olduğunu düşünmüştüm çünkü o yöredeki eski evlerde hep gizli bir geçit mevcut.Önceden bu yörede, Rum'lar yaşadığı ve azınlık oldukları için,zor durumda kullanılmak üzere bir B planları varmış.Bir heyecanla (mesela; mutfağa buzdolabının önüne açılan bir geçit hayal etmiştim:))açtım ki giysi dolabıymış.


Odalar kayadan oyularak yapıldığından,kayanın doğal yapısındaki çizgiler çok orjinal görünüyor.Gündüzleri bile çok serindi oda,tek dezavantajı var kaya odaların, değişik bir kokuya sahip(ben iyi mi kötü mü bilemedim).Ama turistler sırf bu koku için bu tür odaları tercih ediyorlarmış.Özellikle de parfümün memleketinden gelen Fransızlar :)


Cem yılmaz'ın gösterilerinde bahsettiği gibi tahta,su ateş,toprak kaya herşey banyoda vardı :)


Deniz ve ben(yüzümdeki yorgunluğu görmeden geçmeyin lütfen)


Gitmek isteyenlere tavsiye olunur.Hatta işletmecisiyle ahbap olduk,selamımı söyleyebilirsiniz :)




18 Temmuz 2012 Çarşamba

Abiye :)

Bu ismi kimin bulduğunu çok merak ediyorum ama arastırmaya su an zamanım yok.Ne komik bir tanımlama'' abiye elbise''.Düğünleri genel olarak pek sevmem kendimin ki hariç  tabiiki.Daha önceki bir yazımda bundan bahsetmiştim.Bir düğün geleneği olarak evlenen kişilerin yakınları şık olmak zorundadır.Bu zorunluluktan dolayı,epey bir elbise aradım.Baktığım bütün elbiseler birbirinin aynı,satenden yapılmış,gereksiz boncuk ve parlaklığa boğulmuş elbiselerdi.Tam istediğim gibi olanlarsa anlamsız bir şekilde  pahalıydı.Ben de hep gittiğim terzime, istediğim modeli anlattım'' dikebilir misin ''dedim ,saolsun istediğim şekilde dikiverdi.Ortaya çıkan sonuç işte bu:



Fotoğraflar yine istediğim şekilde olmadı,yırtmacı ortaya cıksın diye afilli bir adım atamadım :)Görülmese de elbisede hoş bir yırtmac mevcut.

Sırt detayını da pek bir sevdim,Brezilyalılardan hallice ten rengim de ortaya çıktı böylece(yıllarca neden esmerim diye üzülmüşlüğüm vardır,bunu bilesiniz,kendimle yeni barıştım:))

Bu arada ben bir blogger anneyim,Deniz'den dolayı bilenler bilir.Blogger anneler blogunda,Esra'yla bir söyleşimiz yayınlandı.Sevgili Esra (Esra'nın blogu için)sordu ,ben cevapladım.

Bize kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?

Fizyoterapistim,kamuda çalışıyorum. İstanbul ve Bursa’dan sonra İzmir’de yaşamaya başladım. Deniz adında,33 aylık dünyalar tatlısı bir oğlum var.Gezmeyi,kitap okumayı (özellikle polisiye gerilim ),mizah dergilerini,blog okumayı,güzel yemekler yemeyi(yapmayı diyemiyorum maalesef),ailemle,oğlum ve eşimle birlikte güzel zaman geçirmeyi severim...
 
 Devamını okumak isterseniz  buradan buyrun,http://blogger-anneler.blogspot.com/

 

15 Temmuz 2012 Pazar

Pembe ve gri uyumu

Moda bloglarının pozlarına özentim devam ediyor.Belirli olarak bu işi yapanlar yanlarında fotoğrafçılarıyla geziyormuş.Bende durum şu;o anda oradan kim geçiyor ise rica minnet bir fotoğrafı zor çektiriyorum.Öncesinde fotoğrafın nasıl çekileceği üzerine küçük bir de eğitim veriyorum tabiki :)Bu aralar yayın sıklığım azaldı çünkü Ürgüp'te tatildeyiz,muhteşem(bana göre) fotoğraflar çektim.Yakında ya da bilgisayar bulduğum anlarda yayınlamayı düşünüyorum.


Şeker pembesini severim ama olmazsa olmazım değildir.Bu pamuk şekeri rengindeki thshirt de eteğimi renklendirdiği için sevgimi kazandı.Altındaki gri eteği annem penyecide diktirmiş. İzmir'de penye diken,hesaplı küçük atölyeler vardır.Uğramanızı tavsiye ederim.Bu eteğin maliyeti 10 tl.Çok pilili olduğu için şişman gösteriyor ama kimin umurunda :)


Bu kolyeyi 2 yıl önce almıştım,çok severek kullandım.Fotoğrafını da buraya koyuyorum ki,yetenekliler için model olsun...

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Nikah şekeri

Nikah şekerlerini çok severim,bademli bademli çok güzel olurlar.Ama son zamanlarda nikahtan sonra yeni evliler( ben de dahil olmak üzere) nikah şekeri adı altında lavanta torbası ,magnet,biblo,kumla dolu şişe gibi değişik şeyler dağıtmaya başladı.Şimdiki aklım ve tatlı severliğimle nikahımızdan sonra nikah şekeri dağıtmak isterdim.Ohh tatlı tatlı,mis gibi şeker yerdi davetliler ve ardından yüzlerinde güzel bir gülümseme oluverirdi :)

 

Cumartesi günü çok güzel bir nikah törenine davetliydik,fotoğraf çekmeye fırsatım olmadı malum ''yüksek topuklarla dengede durma işi ve Deniz''bana yetti.Yukarıdaki fotoğrafı evde çektim,şekerler hem şık bir sunuma hem de hoş bir lezzete sahipti ve bu görüntüyü sizlerle paylaşmak istedim.Şekerlerin mimarı Gökçe'ye mutluluklar diliyorum.Gününüz güzel geçsin.

8 Temmuz 2012 Pazar

Evde meybuz yaptım

Bakkalların daha işler olduğu zamanlarda yani bizim küçüklüğümüzde Annem
''ekmek al üstüne de kendine meybuz al''dediğinde dünyalar benim olurdu.Gerçi,meybuzdan önce gazoz ve badem kraker olurdu aklımda.Ama yaz geldiğinde yaşlı teyzelerin dediği gibi bir soğukluk isterdi çocuk bünyemiz.Oğlumun da benim gibi hissedeceğini düşünüp evde özene bezene yapılmış ama beğenip de yemediği kayısı kompostosunu(komposto:şeker,meyve ve suyun belirli  ya da rastgele oranlarda  karıştırılıp kaynaltılması olayı:))bu kalıplara döktüm ve dondurdum.Siz yapacak olursanız suyunu az koyun ki daha kıvamlı olsun.Bu arada meyveleri rendeleyip dondurabilirsiniz de örn:kavun,karpuz  pek bir güzel olur.


Kalıpları Tupperware'den almıştım ama Migros ve  İkea'da da benzerinin olduğunu duydum.


Görüldüğü üzere pek beğenildi :)


Fotoğraf makinamla çektiğim ilk fotoğraflar bunlar.Denemelerim devam ediyor.Gününüz güzel geçsin.


5 Temmuz 2012 Perşembe

Tuvalet eğitimi ve halısız yaşam

Bugünlerde Deniz'le mücadelemiz var.Malum tuvalet eğitimi zamanı.Oğlumun bu kadar inatçı ve sinirli olabileceğini düşünmezdim.Google'a tuvalet eğitimi yazıp arattığım da,bütün annelerin aynı sıkıntılardan geçtiğini gördüm.Ben de ufak ayrıntılardan bahsedeyim dedim.Tuvalet eğitimi vereceğiniz zaman, koordineli çalışın derim.Örneğin,ben akşam işten eve geldiğimde Deniz'i tuvalete alıştırmaya çalışıyordum,gündüz bakıcısı bez bağlıyordu,bu yüzden sonuca ulaşmamız uzun sürdü.Bakıcıyla birlikte işe başlarsanız,işlem daha hızlı oluyormuş.Gece ve gündüz ayrımı yapmayın,her ikisini de aynı süreçte aradan çıkarın,ne gereği var iki kez sinir harbine.Psikiyatrist arkadaşlarıma ve psikolog kocama dayanarak'' gevşeyin'' diyorum:) Gergin olduğumu Deniz hemen farkediyor ve resmen benimle inatlaşıyor(benimle dalga geçtiğini bile düşündüm,sinirler epey bozuluyor haliyle:))Elimde beyaz sabunlu bezle,Deniz'in peşinde dolaşmaktan dolayı üzerimde epey bir yorgunluk var.Evdeki bütün halıları kaldırdım,acayip rahat oldu.Gece için ise, yatağını sıvı geçirmez alez ile kapladım.En azından temizlik işini kolaylaştırdım.


Bu penguenle oğlumun ilişkisi çok iyi,el ele tutuşup geziyorlar arada bir :)
Halısız olmanın tek dezavantajı,gürültülerin direkt komşulara yansıması. Ama,İzmir'de yazlık sezonu açıldığı için komşularımız yok,rahatız şimdilik.

Eskiden olsa, bu konularda konuşacağımı,yorum yapacacığımı hayal bile edemezdim.Anne olmak böyle birşeymiş meğer...

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Goblen

Bu görmüş olduğunuz işlemeyi ben ve arkadaşlarım beraber yaptık.Olayın girişi şöyle oldu,ben bu işe yalnız başladım,işyerinde ortaya bıraktım müsait olan herkes bir parça işledi ve sonunda bitti işte.Nasıl güzel taktik di mi?Arada küçük el değişiklikleri ve hatalar yok mu derseniz,var ama sonuçta el emeği kusursuz olursa fabrikasyondan ne farkı kalır ki :)Evde İkea'dan almış olduğum bu çerçeve vardı,içini yapışkanlı kağıt ile kapladım,üzerine de çift taraflı bant ile gobleni yapıştırdım.Ve ortaya çıkan sonuç budur:


Bu çerçeveyi çalışma odamıza astım.Deniz odayı sahiplenmiş olsa da,orayı bir zamanlar eşimle kitap okumak,bilgisayarda vakit geçirmek,fatura biriktirmek vb gibi şeyler için kullanıyorduk ve  bize aitti.Şimdi oyuncaklarla dolu bir oda oldu,hatta Deniz ''hadi çocuk odasına gidelim'' gibi cümleler kuruyor,kitaplardan merdiven ve küçük tepeler yapıyor.Hepsi birbirinden değerli kitaplarım için üzülüyorum.Oğluma kitap ve yiyeceklere iyi davranması gerektiğini defalarca açıklamama rağmen çok da umursamıyor.Kurtarabildiklerim benimdir diyorum artık :)


Fotoğraf kalitesi yine çok güzel değil ama fotoğraf makinamı henüz çözemedim.Daha iyileri çok yakında...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...