•  Bir bakkal dükkanını aratmayacak ürünlerim var.Çocukluğumun güzel anılardan biri de sarelle çeşmesiydi..O zamanlar çikolata musluğuna ağzımı dayayıp kana kana çikolata içmeyi hayal etmişimdir.Şimdi düşüncesi bile şekerimi yükseliyor.

    Bir bakkal dükkanını aratmayacak ürünlerim var.Çocukluğumun güzel anılardan biri de sarelle çeşmesiydi..O zamanlar çikolata musluğuna ağzımı dayayıp kana kana çikolata içmeyi hayal etmişimdir.Şimdi düşüncesi bile şekerimi yükseliyor.

  • Lions

    Lions

  • Snowalker

    Snowalker

  • Howling

    Howling

  • Sunbathing

    Sunbathing

27 Eylül 2012 Perşembe

DIY

Dıy olayına bir de ben el atayım dedim.Tv de, çizgi filmler dahil(bkz.caillou bile bu işlere girmiş)insanlar her program da geri dönüşüm işinden bahsediyor.Tüketim çılgınlığı zirve yapmış olsa gerek,kadınların en ilkel güdülerinden,ki bu ''yeni bir şey alma''oluyor,birinin önüne geçerlerse bundan sonra tv'nin gücünü hafife almıycam.Ben de eski bir mumluk ve minik bir hasır sepeti kendimce yeniden kullanıma açtım.


                 MALZEMELER:Eski bir mumluk,hasır bir sepet ve beyaz sprey boya.


Ben bu malzemeleri dışarda bırakıp içeri gittiğim anda,oğlum mumluğun altına göz koymuş''kral tacı''yapmak için mumluğu almış ama üstteki cam kısmını kırmış,biryerine birşey olmadığı için şükrettim.Bir süre mumluğun alt kısmı başında kral gibi gezdi.Ben de o sırada yeni bir çözüm ürettim.


Sürpriz çözüm(Mickey Fare'nin Klüp Evi'ni zileyenler bilir sürpriz çözümü:)) için gerekli malzemeler:kalın karton parçası,ben Dominos Pizza'nın kutusundan çıkarıp kestim,reçel kaplarından birinin üst kapağı,aliminyum folyo.


Kral tacının boşluk kısmını,alimünyum folyo ile kapladığım kartonla doldurdum. 


Geçen yıldan kalan yılbaşı süslerini de yaptığım dekoratif objenin içine yerleştirdim. 


Hasır minik sepeti de sabunluğun altına geçiriverdim.İşte benim de bir eserim oldu...

Mutlu Ailesi için GELECEĞE NOT(Deniz'den inciler): 

Bu yazımdan itibaren,oğlumla ilgili aklımda kalmasını istediğim şeyleri en alt kısma eklemeyi planlıyorum.Aslında,ben de diğer blogger arkadaşlar gibi sadece oğluma özel bir blog açmayı planlamıştım ama bu yoğunlukta iki bloğu idare etmem çok zor.Ben de oğlumla ilgili hatırlamak istediklerimi buraya not düşücem.Bu kısım bana ait,okumak isteyene de açık.
  • Oğlumla gece yatmadan evvel bir ilan ı aşkımız olur,birbirimizi ne kadar sevdiğimizi söyleriz.Dün gece bana ''Annecim seni binsonsuz,binsonsuz seviyorum''dedi,çok hoşuma gitti.
  • Denizciğimi anaokulu oyun gruplarından birine yazdırdık ama gitmek istemiyor,benim işyerime gelmek istiyor.Anaokulu  benim işyerime çok yakın,çıktığında bana uğruyor.Bizim işyerinin yemekhanesine restaurant diyor,işyeri yemeklerini de çok seviyor,en çok da poşet ekmeği.Bir de poşetli ekmeği kendince seviyor''güzel ekmek,tatlı ekmek,yakışıklı ekmek ''diye sonra da yaptığı yakışıklı ekmek tanımlamasına dakikalarca gülüyor,o kadar içten gülüyor ki ben de onunla birlikte gülüyorum.
  • Babasına ''Emre''diye hitap ediyor,bir de ekliyor''Ayşe'ye(Ayşe Hümeyra) Anne denir,Emre'ye Emre''deyip gülüyor.
  • Bilgisayar ve telefonla oynamasına yasak koyduk çünkü ben bir işle uğraşırken bir bakıyorum telefonumu kapmış oyun oynuyor,bilgisayardan ''friv'' e girmeyi de öğrenmiş küçük bilmiş,açmış siteyi oyun oynuyor.Teknoloji bağımlısı olsun istemiyorum,oyuncakla oynasın istiyorum o yüzden yasak koydum;ne zaman gizlice eline telefonu alacak olsa bir anne bakışı fırlatıyorum,hemen''Anne bisayaar ve telefon yasak çünkü yasak...''diyor.Ben de çaktırmadan gülüyorum.

23 Eylül 2012 Pazar

Bebek patiğinde son trendler :)

 
Sonbaharın gelmesiyle bebek hediyeleri arasına patikler de katıldı.Bu yazımda yeni sezonun bebek patiği trendlerini göreceksiniz :)Fotoğraftaki tüm modelleri ilkbahar döneminde tedaviye gelen bir hastam yapmıştı.O zamanlar merserize kazak modellerini yayınlamaktan bu şirin şeylere sıra gelmemişti.Şimdi tam vaktidir diye düşündüm... 
 
 
Benim favorilerim,en baştaki pembe ve bilekten beyaz bandı olan sarı.İkisini de satın aldım zaten :)

20 Eylül 2012 Perşembe

Chakra indiriminden ne aldım?

Bu aralar,kredi kartları kullanımımı en aza indirip,eski usul para ile alışveriş dönemine geçmeyi düşünüyorum.Bakalım başarabilecekmiyim.Herşey şu şekilde başladı;birkaç ay önce Bonus kartıma son ödeme gününde,ödeme yapmayı unutmuşum,(kendisi en çok kullandığım kredi kartıydı,-dı diye geçmiş zaman eki kullandım çünkü ben bankaya küstüm,bir tavşan olarak... bkz.tavşan dağa küsmüş haberi olmamış misali:))telefonuma bir mesaj geldi,borcumu ödemezsem banka beni icraya verecekmiş,o kadar sinirlendim ki kartı gözümden ırak bir yere kaldırdım''senelerce ekonomiyi sizin kartınızla kalkındırdım,maaşımı yemedim size yedirdim,ekstremin hep tamamını ödedim,ayıp size...''dedim.Bu olaydan sonra,nerede nakit kullanan bir insan görsem hayranlıkla bakarım ve hangi bankaya küstüğünü tahmin etmeye çalışırım :)


Herneyse bazı indirimler çok da katı olmayan fikirlerimi değiştirebiliyor(Garanti Bankası kredi kartını kullanmadan :))Chakra'yı çok sevdiğimi daimi izleyenlerim bilir,bilmiyorsanız şu yazımdan öğrenebilirsiniz. Nadiren indirime girer.Geçen hafta bazı ürünler %50 indirime girmişti,ben de nil yeşili havluları,sabunluk ve arkadaki açık kahverengi banyo paspaslarını aldım.Havlularını çok seviyorum bambu lifinden yapılıyor,antialerjikmiş(bu özelliğini tavsiye edecek kadar deneyimim yok çünkü bizim ailede polen alerjisi hariç alerji yok) ve suyu çok iyi emiyor.Yumuşacık ve yumuşatıcı veya parfüm kokusunu iyi muhafaza ediyor.Banyomun renklerine uyduğu için havlularımı nil yeşili renginde seçtim.Havlu rengi seçimlerinde tek tipleşmeye gittim(siyasi gönderme gibi oldu sanki,olsun...)yıkama esnasında benim için büyük kolaylık oluyor,çünkü.Bir uyarı:Bambu havluları yıkarken su sıcaklığı 30-40 dereceyi geçmemeli,uzun süreli kullanımda özelliği kayboluyor.Geçen yıllarda keşfettiğim peştemallerden de vardı indirimde.Yaz geldiğinde deniz kenarına inerken,plaj çantasında az yer kapladığı ve çabuk kuruduğu için Deniz'le kendime peştemal kullanıyorum,Emre'nin yüzölçümü plaj havlusu standartlarında maalesef :)Peştemali tavsiye ederim.


Gül motifli havlular da Esinciğimin hediyesi.


Bu da yaz mevsiminin son fotoğrafı olsun...

16 Eylül 2012 Pazar

Derin dondurucu alırken nelere dikkat etmeliyiz?



Evliliğimizin ilk yıllarında sadece temel yemekleri yapmayı bilen ben(temelden kastım şu; yağı koy,soğanı üzerine doğra,salça ya da domatesi ekle biraz kavur üzerine ne eklersen ekle :))şimdi kış hazırlığı yapan bir birey oldum.5 yıl gibi bir zamanda kendimi epey geliştirdim.Bu gelişim işine, eşimin sebze yemeklerini çok sevmesi ve oğlum için herşeyin doğalını kullanmak istemem neden oldu.Bana kalsa 2 kg pirzolayı yerim,başka da birşey istemem(dedem kasaptı benim :))Doğal,hormonsuz meyvelerle ilgili Yiğit Özgür'ün bir karikatürü var,fırsatınız olursa bir göz atın.Karikatürde  gözü dönmüş bir adam,manava diyor ki ''2 gr hormon için koca elmayı yemek istemiyorum,bana saf hormon ver''
    Herneyse ,derin dondurucu seçerken çevremde bir araştırma yaptım.Sonuçta aşağıdaki derin dondurucuyu aldım.2 tip vardı,sandık tip(yatay) ya da dikey buzdolabı şeklinde olan.
       SANDIK TİP(YATAY) DERİN DONDURUCU:Kalabalık bir aileyseniz,kurbanda tek başınıza bir dana kesiyorsanız,yiyecekleriniz başka yerlerden geliyorsa(köyden mantısı,sarması,böreği bile gelen var,bizzat şahit oldum:))bu tam size göre.Markasını seçerken''olası bir elektrik kesintisinde içerideki yiyecekleri ne kadar süre koruyor'' bunu sorun.Ne kadar elektrik harcıyor ve çevreye duyarlı mı? da diğer sorularınız olsun.Kapladığı alan biraz fazla bunu da dikkate alın.Bana göre tek dezavantajı:En alttaki yiyeceği alabilmek için derin donrucuyu boşaltmak gerekiyor.Sizin için sorun değilse rahatlıkla tercih edebilirsiniz.
DİKEY DERİN DONDURUCU:Çekirdek aile için uygundur.Raf sistemi,düzen meraklıları için bulunmaz bir nimet.Ve daha az yer kaplıyor.


Benim derin dondurucuda sakladığım ürünler şunlar:
Taze fasülye:1 kg taze fasülyeyi,1 kg domatesle yağsız olarak tencerede rengi sararıncaya kadar kavurup,soğutup,paketliyorsunuz.

  • Dolmalık biber;kışın canımız dolma çekerse ve  lastik gibi,kalın kabuklu biberleri almayayım diye 3 yemeklik koyuyorum.Dolmalık biberleri fırına atıyorum,canlılıklarını yitirmeleri için,sonra da iç içe lego gibi geçirerek(yerden tasarruf ediyorum), buzdolabı poşetine koyup derin dondurucuya atıyorum.

Kırmızı biber: Fırında közleyip,kabuğunu soyup poşetliyorum.
Bamya:Aynı taze fasülyedeki işlemleri bamyaya da uyguluyorum.
2B:Barbunya ve bezelyeyi kabuklarını çıkarıp tane olarak koyuyorum.
Mısır ve börülce:Haşlayıp koyuyorum yalnız tam pişirmiyorum hafif sert bırakıyorum.Sadece,mısırı dondurucudan çıkardığım zaman tekrar kaynatıyorum( mısır genetiğiyle en çok oynanan ürün olduğu için,elzem miktarda saklıyorum)
Vişne ve böğürtlen:Uygun bir kaba koyup saklıyorum,küçük küçük ayrı kaplarda saklanırsa iyi olur.Meyveler birbirine yapıştığı için,az miktarda almak çok zor oluyor.
Bazı bloglarda,patlıcan saklandığını da görüyorum ama patlıcanın dondurulduğunda zararlı bir madde salgıladığını duydum(nikotin olabilir)
Ve blogumda kış hazırlıkları konusunu bitiriyorum.Yazma kısmı hazırlamaktan zahmetli oldu.Bir de bütün bu hazırlıkları akşam işten eve döndüğüm zaman yaptım.Yorgunluğumu tahmin edersiniz herhalde...

13 Eylül 2012 Perşembe

Kavanoz domates yapimi

Kim demiş Hümeyra domestic değil diye?Bakınız kış için karınca gibi çalıştım ve domates sakladım.Hem de en güzel kokulu,kırmızı tarla domatesinden.

Aşağıdaki fotoğraf,domatesin ehlileştirilmiş hali(kesip doğradığım yetmezmiş gibi birde kavanoza şapka takıp domatesi rezil etmişim gibi hissettim sanki:))


Domatesin ilk hali 


İlk önce,domatesleri yıkayıp kaynamış suyun içine atıyoruz yaklaşık 5 dk bekletiyoruz,kabukları elle soyulabilir kıvama  gelmişse(denemeden anlayamazsınız :))başlıyoruz soymaya.


İşte bu soyulabilir kıvamdaki domatesimiz.


Hepsinin belli standartlarda dilimlenmesi ve elimizin bu işten hasarsız çıkması için kesme tahtası kullanıyoruz
.

Büyükçe bir tencerede domatesleri arada bir karışırarak kaynatıyoruz,burada dikkat edilmesi gereken nokta;domatesler kaynayınca önce sularını salıyorlar sonra daha kıvamlı bir hale geliyorlar,işte o kıvamlı haldeyken şişelemeye başlıyoruz.Kışın menemen yapmak için domates biber karışımı da yapabilirsiniz.Biberlerin çekirdeklerini çıkardıktan sonra,doğrayın ve domateslerin içine koyun ikisi de aynı sürede oluyor.


Kavanozları çok sıkı bir şekilde kapatıyoruz,dikkat edin kapak eski olmasın çünkü normal zamanlarda kavanozları açarken kapağın şeklini bozuyoruz(bkz.konserve açacağı ya da bıçakla  zavallı kapağın her köşesini bir dürtüyoruz :))öyle olunca da domates hava alıp ,bozuluyor. 


Sıra geldi kavanoz kapağı sağlamlık testine:Tertemiz beyaz bir örtünün üzerine kavanozu ters çevirip koyuyoruz,bir gün bekletiyoruz,ertesi gün örtü hale bembeyazsa başardınız,gücünüz yerinde bilekleriniz sağlam :)Domatesiniz kışa hazır.Artık evinizde kilere mi koyarsınız yoksa benim gibi şapka takar baştacı mı edersiniz bilemem...

 NOT:Yağ,tuz vb hiçbirşey kullanılmamıştır.Yağ kullanıldığında domatesin tadı değişiyor bilginize.

10 Eylül 2012 Pazartesi

Nasıl bir halı seçmeliyiz?

Sonbahar yazlıklardan ya da tatilden eve dönme zamanıdır.Kadınların evlerini güzelleştirme çabaları başlar,dekorasyon dergileri toprak,yeşil ve sarı renkleri evde kullanın diye önerilerde bulunur.Ben de olaya değişik bir açıdan yaklaşıp ''halı seçimi nasıl olmalı''sorusu için çözüm önerileri getireceğim(-ceğim eki akıllarda,edebi bir iz bıraktı sanki:))Malum,yazın kaldırılan halılar,bu mevsim de yerlerine dönerler.
Aşagıdaki fotoğrafı,buradaki yazımdan hatırlayabilirsiniz.Bu halının kullanımı çok rahat,sabunla silindiği zaman da pırıl pırıl oluyor.Hereke halısı,biraz pahalı fakat kullanımı kolay ve görüntüsü hoş.Eski saraylarda(Dolmabahçe Sarayı vb.) görmüşsünüzdür belki.Bu tür halıların ömürleri,iyi kullanımla 80-100 yıla kadar uzatılabiliyor.

HEREKE HALISI


Ben evimdeki halıları seçerken işlevselliğini hiç düşünmedim''görünümü iyi,mobilyalarıma uyuyor,tamam ''dedim ve aldım.Nepal halısı oldu tercihim ama tavsiye etmiyorum.İlk yıllarda,o kadar çok tüy çıkardı ki o tüylerden mobilyaların üzerinde bir tabaka oluşuyordu.Bu türün dezavantajlarından biri de,leke tutması bilginize.

NEPAL HALI

Step'in yün halısını ,mutfak için almıştım sonra çalışma odasına transfer ettim.Tavsiyem şu;siz siz olun mutfağa kalın halı kullanmayın.Islandığı zaman,kuruyana kadar koku yapıyor.Bu yün halının temizliği için firma''bize getirin,başka yerde yıkatmayın''dedi ama ben normal bir halı yıkamacıda temizlettim,birşey olmadı.Bir de hazır makina halılarından (buradaki gibi)kullanıyorum ama tüylerinin arasına birşeyler kaçınca hijyenik olmadığını düşündüğüm için evde en az girilen(tek ben kullanıyorum o bölümü diyebilirim:))bölümde kullandım.Rengini çok sevdiğim için almıştım,siz alırken bu tür halıları çok düşünmeyin hele de alerjiniz ve küçük çocuğunuz varsa.Ayrıca uzun tüylü halılar ayak izi almak için ideal, ayak izinden kişi  tahmini bile yapabilirsiniz :)

STEP YÜN HALI


İşte en sevdiğim halı,mutfağımda ki Milas halısı.Süpürdüğüm zaman tüyleri hemen kabarıyor,silinince pırıl pırıl oluyor.

MİLAS HALISI


Pembe ve yeşilden oluşmuş bir ÜRGÜP HALISI örneği.

Aşağıdaki halı, Kayseri dolaylarından bir model.Eşimin Babaannesi,dokuyormuş gençken.Bu tip halıları,evde yıkamayın renk karışmaları olabiliyor özellikle halı canlı renklerden oluşuyorsa.


Yurtdışında,Türk halısı kullanmak bir zenginlik işareti.Dikkat edin,dekorasyonlarında mutlaka el halısı  kullanıyorlar,özellikle İsveç evlerinde (burada )Türk ve İran halısı çeşitlerini görebilirsiniz.Eğer imkanınız varsa,dayanıklılık,kullanım kolaylığı ve estetik görünüm için el halısını tercih edebilirsiniz.

5 Eylül 2012 Çarşamba

60'lardan bir elbise

Biraz da moda diyorum ama 1960'ların modası.Eskileri seviyorum ,özellikle Audrey Hepburn tarzı kıyafetler her zaman favorimdir.Bu elbise o yılların moda esintilerini taşıyor.Okul yıllarında iyi bir kompozisyon yazmanın püf noktalarını öğrettiler bkz.giriş,gelişme ve sonuç :)Aynısını fotoğraf çekiminde uygulamaya karar verdim. Nedense fotoğraf kompozisyonum,2 bölümden oluştu.Giriş ve sonuç :)Ne yazık ki gelişme yok.

GİRİŞ

SONUÇ

Bu elbiseyi kardeşim ,İtalya'dan ikinci el satan bir magazadan almış.Elde dikilmiş.İşe gelirken giydim ,herkes çok beğendi.Akşam olurken bir de farkettik ki kumaş erimiş,eteğinin arka kısmı delik delik olmuş.Meğer,bütün gün elek gibi bir etekle gezmişim,tevekkeli değil bir havadarlık vardı elbise de :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...