•  Bir bakkal dükkanını aratmayacak ürünlerim var.Çocukluğumun güzel anılardan biri de sarelle çeşmesiydi..O zamanlar çikolata musluğuna ağzımı dayayıp kana kana çikolata içmeyi hayal etmişimdir.Şimdi düşüncesi bile şekerimi yükseliyor.

    Bir bakkal dükkanını aratmayacak ürünlerim var.Çocukluğumun güzel anılardan biri de sarelle çeşmesiydi..O zamanlar çikolata musluğuna ağzımı dayayıp kana kana çikolata içmeyi hayal etmişimdir.Şimdi düşüncesi bile şekerimi yükseliyor.

  • Lions

    Lions

  • Snowalker

    Snowalker

  • Howling

    Howling

  • Sunbathing

    Sunbathing

31 Ekim 2012 Çarşamba

Gömlek boyama


Bayramdan beri yazamıyorum,günlerim epey yoğun geçti.İstanbul'a gittik küçük bir İstanbul tatili yaptık ailece,dönüşte İstanbul trafiğine takılarak uçağımızı kaçırdık.Müthiş heyecanlı dakikalar geçirdik,pusetle koşan bir kadın ve pusetin içinde müthiş eğlenen ''anne daha hızlı,herkesi geçmeliyiz'' diyen bir çocuk :)Bir İzmir'li olarak İstanbul'un trafiğini de görmüş olduk.
Kot gömleğimi giyersem yolculukta rahat ederim diye düşündüm ama bir de baktım ki en alt kısımda sarı lekeler var.Burada görmüş olduğum tekniği uygulamaya karar verdim. 


Önce gömleğin alt kısmını bağladım,kumaş çamaşır suyuna girince dalgalı bir renk açılması olsun istedim.Bu tekniği gördüğüm sitedeki kız,önce kumaşın bir kısmını saf çamaşır suyunda 3 dk.tutuyor,sonra daha altta kalan kısmını %50 su+%50 çamaşır suyu karışımında 30 dk tutuyor.Böylece kat kat renk açılması oluyor.Aynı işlemleri tekrarladım ama kaliteli çamaşır suyu kullandığım için,gömlek kumaşında istediğim miktarda renk açılması olmadı.Leke de yerinde duruyordu.Reklamlardaki ''inatçı leke'' denen şey benim gömleğimi bulmuş.Denerseniz ucuz çamaşır suyu kullanın ve mutlaka eldiven takın derim.


Leke inatçıysa ben daha inatçıyım,hemen tekstil boyalarımı aldım ve lekenin üzerine güzel bir robot yaptım.Diğer tarafa da bir roket ve şimşek kondurdum.Şablonları ve boyaları Tchibo'dan geçen yıl almıştım.

               
               Yaşasın,Oğlumla parka giderken giyecek eğlenceli bir gömleğim oldu...


Bu arada yetenekli bir blogger arkadaşım bana ödül yollamış.Ödül için teşekkür ederim.Ödülümü buradan görebilirsiniz.Blog yazmaya ilk başladığım zamanlarda beni blog listelerine alarak ve bloglarında benden bahsederek destek olan arkadaşlarım geldi aklıma...Yeri gelmişken hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

25 Ekim 2012 Perşembe

Bayramlaşma...


               Herkese güzel ziyaretlerin ve sohbetlerin olduğu bir bayram diliyorum.Limonatayı uzman tv deki tariften yaptım muhteşem oldu,tavsiye ederim.Karadut şerbetini de rastgele tutturdum.Bayramda gelene ikram edilir.Mutlu ve huzurlu bayramlar...


22 Ekim 2012 Pazartesi

Kablo saklama yöntemleri

Dağınıklıktan ve etrafa saçılmış kablolardan hazetmediğimi izleyenlerim bilir.Daha önceki bu yazımda bir kablo saklama yönteminden  bahsetmiştim.Bugün ise, bir başka önerim olacak.Evde tadilat istemiyorsanız bu yöntem tam size göre.Salondaki ses sisteminin kablolarını toplamak uzun zamandan beri aklımdaydı.Nihayet fırsat bulabildim.Çalışma odasındaki bilgisayar ve tv kablolarını saklamak için  aşağıda görmüş olduğunuz kablo saklama kanallarından almıştım(Koçtaş'tan)Çok fazla renk seçeneği olmadığı için yer döşemesine en yakın rengi aldım.Renk biraz açık kaldı ama olsun;kablo karışıklığı yerine renk uyumsuzluğunu tercih ederim. Bu sayede çalışma odasının yer döşemesiyle,salonunkinin farklı olduğunu anlamış oldum:)

Bu kanalların arkasında yapışkan bir bant var,onunla istediğiniz şekilde yapıştırıyorsunuz.Keskin bir bıçak ile de istediğiniz uzunlukta kesebilirsiniz.


Fotoğrafların boyutlarını küçültmeyi deniyorum,belki kumanda panelindeki sorun çözülür.Blogger arkadaşların panellerinde yayınlarımın fotoğrafları görünmüyormuş,bu sorunla ilgili çözüm önerileriniz olursa benimle paylaşın lütfen.


Benim kullandığım kablo kanalı ince kablolar için,daha geniş boyutta olanları da var.


Bu beyaz kablolu fotoğraf,çalışma odasından bir kare.


İşlem çok kısa sürüyor ve kolay...Deneyeceklere başarılar.

19 Ekim 2012 Cuma

Mutfağıma aldıklarım

Son zamanlarda alışveriş olayını azaltmış durumdayım ama bazı şeyler var ki almasam aklımda kalabilirdi.Mesela bu fincanlar ...Cath kidston desenlerini andırıyordu benim de hoşuma gitti.Uzun zamandır uygun kahve fincanı arıyordum,buldum sonunda.Bu konuda seçiciyim,çay cam fincanda olmalı,kahve ise ince porselen fincanda :)Bu aralar şekersiz çay içmeyi deniyorum,uzun zaman geçmesine rağmen çaydan hala lezzet alamıyorum,şekerli bir çayı hangi fincanda olsa ayırt etmem aslında.


Bu melekler,masa süsleme de bana yardımcı olacaklar.Kurulama bezi niyetine aldığım ama kıyamadığım işlemeli bezleri de dekoratif amaçlı kullanıyorum.


Muhteşem yemek yapamam ama et yemeklerinde gerçekten kötüyüm.Suçu tencereye,ocağa,fırına atıp duruyordum(hiç üzerime almam:)).Artık bu döküm tencere ile lezzetli et yemekleri yapmayı planlıyorum.Bu şekilde de güzel et yemeği yapamazsam suç ben de,kabul edicem.Rengi kırmızının en sevdiğim tonu.


18 Ekim 2012 Perşembe

Çekiliş sonucu-2

Herkese günaydın,öncelikle çekilişime olan katılımdan dolayı teşekkür ederim.Amacım, izleyicilerime küçük bir hediye vermekti.Çekilişi random ile yaptım,kopyalayıp yapıştırma işlemini beceremediğim için de fotoğrafını çekiverdim :)

Kazanan kişi 28 nolu yorumun sahibi Hatice,O da bir blogger.Bakmak isterseniz blogu burada.Sevgili Hatice tebrik ederim,mailime adresini bırakırsan bayramdan evvel yollayabilirim hediyelerini.


Muhteşem yazımla yaptığım listeyi görüyorsunuz.

16 Ekim 2012 Salı

Ayşe'nin cicileri

Sonbahar,örgü zamanı ve Ayşe'nin mevsimi.Eserlerine başladı bile.Sipariş vermek isterseniz Ayşe istediğiniz renk ve model de örebilir.Bilgi için bana mail atabilirsiniz meyra18@hotmail.com. İşte onlardan birkaçı.Mankenimiz Aylin.


Yeşil atkıdaki küçük ayrıntı çok hoş olmuş.

                   
                         Tığ işi atkı,her renk kışlık mont ve kabanlarla uyumlu olacak şekilde düşünülmüş.


Sonbahar ve kış için yeni modeller vermeye devam edicem.Her ne kadar kendi ürünlerim olmasa da beğendiklerimi siz de görün istiyorum.

GELECEĞE NOT/DENİZ'DEN İNCİLER:

Tv de Bruno isimli bir burun spreyinin reklamı var,reklam filminde bebekler oynuyor.Reklamda en önde,en çok konuşan, mavi gözlü sarışın bir erkek çocuk duruyor.Deniz bana o çocuğu göstererek soruyor  ''Anne öndeki düz saçlı çocuk ben miyim''diye.Çok şaşırdım ne diyeceğimi bilemedim.Şok olmuş bir halde''Oğlum öyle bir filmde oynasan benim haberim olurdu ve sen de hatırlardın,o sen değilsin''dedim :))

Bu aralar çok aksi,haftaya salı günü 4 yaşına girecek.Parti yapmayı planlıyoruz oğluma.Biz doğum günü partisi olacağını sürekli tekrarlayınca,bunu kendince kullanmaya başladı.Dün ellerim doluyken birşey getirmesini istedim bana''getiremem Anne'' dedi,''niye oğluşum,bal böceğim''dedim''çünkü benim doğum günüm de ondan'' dedi.Bu erkekler,her yaşta kaytarmanın bir yolunu buluyorlar ben bunu anladım.

12 Ekim 2012 Cuma

Diy-2

Bu aralar kendimi yorgun hissediyorum ama ıvır zıvır işlere gelince canlanıyorum.Bu da benim günlük hayatın rutininden sıkıldığımı gösteriyor aslında.Psikiyatrist yaşam gurusu bir Şükriye Ablam var, o hep der ki''Allah rutininizi bozmasın'',çok hoşuma gider onun bu tür söylemleri.Bazı insanlar vardır,bir olaya senin göremediğin bir açıdan bakarlar ve hayatını kolaylaştırırlar işte,Şükriye Abla da onlardan.Aslında onun da bahsettiği gibi,rutin çoğu zaman insana yaşam kolaylığı sağlar,rutinin şaştığında nevrin döner.Fakat,ben bu aralar birazcık da olsa rutinden çıkmak istiyorum.Bu yazıyı okuyanlar şöyle düşünecekler''Hümeyra rutinden çıkmak adına yaptığın şey,kavanoz süslemek miydi'' evet buydu, napiim çılgınlığım da bu kadar işte :)Daha başka eylemlerim de var kendim adına yaptığım,fena gitmiyorum aslında.
Herneyse gelelim kavanozlara;önceden bu kavanozlar dilimlenmiş zeytin kavanozlarıydı ,ince,uzun manken gibiler değil mi?Ben de güzellikleri boşa gitmesin, değerlendireyim diye altın renkli sprey boyayla kapaklarını boyadım.


Hayvanları yapıştırma işini silikon tabancası ile yapacaktım ama bozulmuş,onun yerine yapıştırıcı kullandım.Bu işlemde fazla silikonu ya da yapıştırıcıyı kapaktan iyi temizlemelisiniz,yoksa boyanınca o fazlalıklar çirkin görünüyor.


 Kavanoza yapıştırmak istediğiniz şey,girintili çıkıntılı ise işlem zorlaşıyor,ben epey zorlandım.Birkaç kat boyamak durumunda kaldım girintili kısımları(şirinlerin burnu,kollarının altı gibi)sonrasında kuruması gecikti.Birkaç gün sonra kurudu zannedip kapağı elime aldığımda boya elime çıktı.Tabi parmak izimde şirinlere,Şirinler üzerinde iz bırakanlardanım :)


Ufuk Özkan'ın bıyıklarını altın sarısına boyamak aklımdan geçmedi değil ...


İneği yapıştırdığım kapaktaki yapıştırıcı fazlalıklarından yukarıda bahsetmiştim,siz dikkatli olun.Aceleci olmayın:)


Ve sonuç...Fotoğraf makinamın ayarlarını değiştirmiştim,bu yüzden fotoğraflar isteğim kalitede olmadı.Ama,siz ana temayı anladınız sanırım.Pek çok yabancı blogda gördüğüm birşeyi ben de denemiş oldum.Tavsiye ederim,rutininizi bozun :)
Not:Çekilişe katılanların yorumlarını seviyorum,birsürü sessiz izleyicim varmış,mutlu oldum.

8 Ekim 2012 Pazartesi

Fincan çekilişi-2


Buradaki fincan çekilişim epey ilgi görmüştü.Şimdi de 500 izleyiciye ulaşmanın şerefine yeni bir çekiliş daha düzenliyorum.Bu sefer ki türk kahvesi fincanı olsun istedim.Yanında da güzel bir fener ve bir kutu bonibon dahil(bonibon oğlumdan:))


Çekilişe katılmak için izleyicim olmanız ve bu yazının altına yorum bırakmanız yeterli.Çok şartlı çekilişleri sevmiyorum.Kazananı 18 Ekim tarihinde açıklarım.

4 Ekim 2012 Perşembe

kapı durdurucu

Uzun zamandan beri mutfak kapısının önüne uygun bir durdurucu arıyorum.Rüzgardan dolayı mutfak kapısı sürekli çarpıyor.Bu işi gören şeylere ne dendiğini bilmediğim için ''kapı durdurucu''deyiverdim.Çok sıcak bir tanımlama değil biliyorum,aksiyon filmi ismi gibi bkz.durdurucu güç,zaman öldürücü,yokedici gibi film isimlerine :))Yaz bitti ben almaya karar verdim,zamanlama konusunda bu örnekte olduğu gibi pek iyi değilim.Aklıma ne zaman eserse işte.


Gülseren'in evini didik didik ettiğimi şu yazımda anlatmıştım.Bu fotoğraf da o günden kalma.O kadar çok yastık örmüş ki,biten yastıklardan arta kalan fazlalıkları birleştirip,kapı durdurucu minik yastıklar çıkarmış ortaya...Gülseren ne yetenekli birisin sen böyle :)


GELECEĞE NOT/DENİZ'DEN İNCİLER:

  • Oğlum geçen gün bana''Anne ne güzel bir kızsın sen''dedi,benim ağzım kulaklarıma vardı tabi.
  • Uykuya yalnız dalabilmesi için bir ayıcık aldım,adını ne koymak istersin dediğimde aldığım cevap şu :''Vevezozoz''.Ayıcığın hoşuna gitmiştir umarım.
  •  
  • Çok değişik bir arkadaş edinme taktiği var,
1.adım; uygun gördüğü(gözüne kestirdiği) çocuğun dibine kadar gelip,göz teması kurmak ama öyle normal bir bakışla değil burnunun dibine yaklaşarak bir çift mavi gözle, göz teması.
2.adım;çocuğun omuzunu hafif tutup öyle bakmaya devam etmek
3.adım;çocuk korkup kaçınca arkasından kovalamak :)) Bu şekilde arkadaş buluyor işte...

1 Ekim 2012 Pazartesi

Mutfak dekorasyonum

Salondu,yatak odasıydı derken sıra geldi mutfağa.Mutfak evin genel dekorasyonundan ayrı.Country stilinde dekore etmişim.-mişli geçmiş zaman ekini,o zamanlar dekorasyonla çok ilgili olmadığımdan kullandım.Beğenilerim değişmedi,hala seviyorum mutfağımı.Duvarlar fayanslarla döşenmişti. Buraya taşınmadan evvel fayanslardan birkaçı duvardan düşmüştü ben de ustaya tamamını söktürüp fildişi rengine boyatmıştım.Sıkılınca da Pınar,duvarı görmüş olduğunuz yeşil renge boyadı,özellikle ismini yazıyorum :)


Damacana kılıfını şu yazımdan hatırlayabilirsiniz.


Çiçeklerim o kadar büyüdüler ki,bu gidişle tv'yi görmemiz zor olacak.


Cam ocak almak isteyenlere küçük bir tavsiye;eğer benim gibi zaman zaman sakar günleriniz varsa ,cam üzerine demir ayakları olan ocakları(yani tüp ya da doğalgazla çalışan) almamanızı öneririm.Birkaç kez demir ayakları cam kısma düşürdüm,cam çatladı.Bir de su damlaları bile leke yapıyor,silmek gerekiyor.İşiniz varsa ve yağ lekelerini hemen silemezseniz sonrasında onları kazımak zorunda kalıyorsunuz,o da cam kısmı çizebiliyor.Tamamı elektrikli olan cam ocakları kullanan arkadaşlarım,leke tutma sorunu haricinde çok memnunlar.Tüpün kapladığı alanı kazanmış oluyorsunuz ve gaz kaçağı gibi sorunlar olmadığı için uygun yaştaki çocuklar yemeklerini kendileri ısıtabiliyor.


Mutfak dolaplarının kulplarını,bütçemi sarsmayacak daha romantik olanlarıyla değiştirmeyi planlıyorum.


Bu köşe,evcilik köşesi gibi :)


Çiçekleri balkondakilerden koparıp diktim,bu çiçek türü yer ayırt etmediği için burada da büyüdü.


                                   Bu ferforje rafları da şuradaki yazımdan hatırlarsınız belki.



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...