•  Bir bakkal dükkanını aratmayacak ürünlerim var.Çocukluğumun güzel anılardan biri de sarelle çeşmesiydi..O zamanlar çikolata musluğuna ağzımı dayayıp kana kana çikolata içmeyi hayal etmişimdir.Şimdi düşüncesi bile şekerimi yükseliyor.

    Bir bakkal dükkanını aratmayacak ürünlerim var.Çocukluğumun güzel anılardan biri de sarelle çeşmesiydi..O zamanlar çikolata musluğuna ağzımı dayayıp kana kana çikolata içmeyi hayal etmişimdir.Şimdi düşüncesi bile şekerimi yükseliyor.

  • Lions

    Lions

  • Snowalker

    Snowalker

  • Howling

    Howling

  • Sunbathing

    Sunbathing

30 Aralık 2012 Pazar

Bir pazar günü de böyle geçti

Hafta içi benim için çok yoğun geçiyor.Geçtiğimiz hafta  griple savaştığımdan,hem yoğun hem de sinir bozucu geçti.Oğluma da gribimi geçirdim ama 2 yıl anne sütüyle beslenmenin avantajından olacak, pek etkilenmedi. ''Anne bak,sen bunu yapabilir misin ?''diyerek ve  koltuklar arasında zıplayarak atlattı hastalığı.Ben de mikrofonik sesim hariç iyileştim sayılır.Bu haftasonunu oğlumla çılgınca dağıtarak geçirdik.Aşağıdaki foto da bunu görüyorsunuz.


Etrafı toparlama aşamasında oğlum yardım etti ama sadece arabaları toplama kısmına... 60 tane oyuncak arabamız varmış meğer.


Plastik kavanozlara boyaları ve oyun hamuru malzemelerini koydum.Onların yanındaki kaplumbağa oyunu oğluma yeni yıl hediyem.Çok eğlenceli bir oyun,tavsiye ederim.(otti panzerotti oyunun adı)
               
  
Kitaplığımızın alttan 2 katını boşaltıp Deniz'e verdim.Çok mutlu oldu :)Aşağıdaki de saltanat çadırımız.İnsan hep aynı yere saklanıp da bulunmayacağını düşünür mü?


                                  Ve evet halı göründü nihayet.Deniz ve meşhur teyzesi Pınar...


Deniz'den inciler:

  • Otobanda giderken viraj işaretini gördü ve bana''anne bak bu işaret viraj var demek,bir de arabaların parkettiği giraj var biliyor musun'' dedi.Ne yaptıysam garaj dedirtemedim.
  • tvde bir program var ''go diogo go'' isminde.Oradaki dieogo'yu çok seviyormuş ve oğlum ona çok benziyormuş.
  • Tuvalete tulalet,salyangoza sangayyoz,çalışmaya talışmak diyor...
  • Legolarıyla saatlerce oynayabiliyor,yanında oyuna eşlik eden kişiyi de emir eri gibi kullanıyor.

27 Aralık 2012 Perşembe

Turuncu ve yeşilin uyumu

Bu yaz kaldığımız bir otelden bahsetmiştim.Bu yazımda anlatmıştım hatırlarsanız.Taştan oyulmuş odaların fotoğrafını koymuştum ama konak odalarının fotosunu sonra yayınlarım demiştim.İşte yayınlayacağım odalardan biri karşınızda.Tavandaki fresklerin bir kısmı olduğu gibi korunmuş,bir kısmı bozulmuş.Bozulanlar bir uzman tarafından aslına uygun şekilde tamamlanmış.Turuncu bir odayı sevebileceğim aklıma gelmezdi.


                                  Balkonun tavanı aslına uygun olarak tamir edilmiş.


                               70'li ve 80'li yılların koltukları kaplanarak güzelleştirilmiş.


                        Turuncu odanın bitişiğindeki pembe odadan bir görüntü...Tekli koltuğu ve 3'lüyü düz ya da birbirine yakın desenli ayrı kumaşlarla kaplamak daha iyi olabilirdi sanki.
                    

                            Oğlumun özel bir telefon konuşması var sanırım.İpek saçları nasılda güzelmiş,keşke kestirmek zorunda kalmasaydık.


                           Bu şifonyere bayıldım,valizime sığsaydı yanıma alabilirdim.


Ürgüp fotolarından sonuncusunu da yayınlamış oldum.Görüşmek üzere...

23 Aralık 2012 Pazar

Puf pasta

Bu haftasonunu oğlumla birlikte mutfakta geçirdik diyebilirim.Büyüdüğünde aşçı olmak istiyormuş,ben de onu biraz bilgilendireyim dedim.Çok hevesli,böyle devam ederse neden iyi bir şef olmasın ki?Birlikte önce kek,sonra da krep yaptık.Parmaklarını yumurtaya batırdığındaki halini bir görseydiniz,çok eğlenirdiniz.Bu gördüğünüz yazdan kalma bir fotoğraf,bugünü çekmeye fırsatım olmadı.

Küçükken,karıştırma kabının dibinde kalan pişmemiş kek hamuruna parmağını daldırıp yalamayan çocuk yoktur herhalde.Bloglardan birinde bir yazı okumuştum(Deli Anne'nin blogu olabilir)mutlu çocukluk anıları oluşturmak için,koku hafızasını kullanmaktan bahsediyordu.Koku hafızasının en kuvvetli hafıza olduğu söyleniyor.Deja vu sebebi de diyebiliriz.Bu yüzden oğlumun çocukluk anılarında beraber yapılan lezzetli kekler(ünlü bir şef olursa,bu anılarını verdiği röportajlarında dile getirir artık :)),mis gibi kokan bir mutfak ve sıcacık bir ev olsun istedim.Oğlumla birlikte her hafta sonu güzel kokulu şeyler pişirmeye karar vermiştim ama her hafta sonu olamadı, maalesef.Olsun geç olsun da güç olmasın :)Amaç ya da araç ne olursa olsun,bir annenin çocuğuyla yeteri kadar ilgilendiği zaman hissettiği mutluluk gibisi yok diyebilirim...

                                              İşte yazdan kalan fotoğraf karemiz.


        Puf pasta Portakal Ağacı'ndaki tariften yapılmıştır.Bu fotoğraflar da yapmak isteyenlere rehberlik etsin.Lezzeti çok güzel.Daha önce Bursa'da Özge'yi ziyaret ettiğimde yemiştim,pastayı yaptığımda Özge'nin bizim için ne kadar zahmete girdiğini bir kez daha anlamış oldum.


Bu yuvarlak parçaların üstüne krema ve muz koyuyoruz.Onların da üzerine tepside kalan şekilsiz parçaları rondodan geçirerek elde ettiğimiz parçacıklardan serpiştirip,elimizle yapıştırıyoruz.


Benim rondom(eskisini kırdıktan sonra yeni bir tane istemedim) olmadığı için elimle ufaladım ,çok güzel olmadı.Benimkisi  köstebek pastaya benzedi.Hazır olarak satılan köstebek pastalar,bu puf pastaların büyüğü diyebiliriz bence...


İşte bizim şekilsiz küçük pastalarımız.

21 Aralık 2012 Cuma

Led lambalı ren geyiği

Yeni yıl için,tv ünitesinde küçük bir değişiklik yaptım.

Yeni hali


Geyiği Tchibo'dan aldım.Ren geyiğimizin adaptörünün bizim prizlere uyabilmesi için ek bir aparatı vardı,bulamadığım için led ışıkların yanarken ki halini çekemedim.(Geyiğin heryerinde led lambalar var)


Eski hali


17 Aralık 2012 Pazartesi

Abajur yenileme(yine bir diy)

Uzun zamandan beri aklımda olan bir projeyi daha gerçekleştirdim.Ne zaman Mudo'ya gitsem''ben bunları yaparım'' dediğim bir sürü şey olur.Geçenlerde yine orada bir abajur gördüm,bildiğimiz ağaç kütüğünün üzerine abajur başlığını,onun da üzerine 350 tl etiketini koymuşlar :)Ben de en sonunda abajurumu kendim yapmaya karar verdim(biraz daha bütçe ayırıp,istediğimi alana kadar işimi görecek bir şey)
İkea'ya gittiğim zaman basit bir abajur ayağı almıştım,üzerine istediğim gibi bir şapka bulamadığım için kenarda atıl bir şekilde duruyordu.Elimde Ürgüp seyahatinden kalma bir parça dokuma kumaşım da vardı.Bunları birleştirmeye karar verdim.Aklımdaki abajur ayağı için babama ''ağaç dalı bulursan sakla'' demiştim,saolsun aşağıda gördüğünüz dalları buldu bana.İşte fotolarla yapım aşamaları.

Malzemeler:Kuru dal parçaları,abajur ayağı,eski bir abajur başlığı,başlığı kaplayacak kadar kumaş,dalları birleştirmek için ip ya da benzeri birşeyler ve silikon tabancası.


 Abajur başlığıyla,Deniz uzun bir süre futbol oynadığı için tipi kaymıştı.Ondan dolayı başlığın etrafını, kumaşı ikiye katlayarak kapladım,işlem görüldüğü üzere basit.Kumaşı başlığın etrafını saracak şekilde kesiyoruz,sonra da silikon tabancası yardımıyla iki ucu üst üste yapıştırıyoruz.Abajurun alt ve üst kısmındaki kumaşı içe doğru sabitlemek,silikonun yapışkanlığını artırmak için mandal kullanmanızı öneririm.


Ayağı süslemek çok daha basit bir işlem.Kuru dalları abajur ayağının etrafına sarıp,sabitliyorsunuz.Burada ki sabitleme işlemini,babamın yaş ağaç dallarından soyarak elde ettiği ağaç kabuğuyla yaptım.Bu mevsim,ağaç budama zamanı olduğu için,dallar her yerde bulunabilir(demek istiyorum ki,dallar atıl durumdaydı herhangi bir ağaca zarar vermedim:))


 Bitmiş halini görüyorsunuz.Başlık gözüme biraz küçük göründü,içime sinmedi.Sanki uzun bir abajur ayağı,minik bir şapka görüntüsü oldu.Evdeki hesap çarşıya uymadı anlayacağınız...Ben de,evde bulunan başka bir abajurun başlığını dallarımın üzerine konduruverdim :)             


                                                                      Sizce hangisi?




12 Aralık 2012 Çarşamba

Mutfağımın gümüş renkli yeni aksesuarları

Dekorasyonda gümüş rengini severim.Cam,porselen  vb. parçalarla  her zaman uyum sağlarlar.Üstelik gümüş,sofralara da bir zarafet katar.Gerçek gümüşün kullanım zorlukları var mesela uzun süre kullanmadığınız zaman parlatmak zorunda kalabilirsiniz.Yaklaşık 5 yıldan beri parlatılmayı bekleyen,düğün hediyesi gümüş peçete halkalarımı düşündüm ve bu satırları yazdım. Bu satırları okuyan da şöyle düşünecek,biz yemeğimizi soyadımızın ve aile armamızın karışımından oluşan amblemli gümüş kaşıklarla yiyoruz :)Blogumu takip edenler uğraşmalı işlerden hoşlanmadığımı bilirler,her zaman her şeyin bir kolayı vardır zihniyetindeyim. Eğer yoksa o işe hiç bulaşmam.Paslanmaz çelikten yapılmış zarif mutfak aksesuarları artıyor,ya da hep vardı ben yeni fark ettim.Aşağıda görmüş olduklarınızı beğenerek ve uygun fiyata aldım.


2 katlı standı Tansaş'tan,uzun tatlı kaşıklarını da Kipa'dan aldım.Her kadın gibi market alışverişlerimde,züccaciye reyonuna uğramadan çıkmam.Sosluklar Esse,küçük tepsi Paşabahçe,kalpli kaşıklar ise annemin hediyesi.


7 Aralık 2012 Cuma

Yeni yıl ağacımızı süsledik


Bu yıl ve önceki yıl o kadar çok ağaç süsü almışım ki ağaç biraz kalabalık oldu.Hatta yetmemiş gibi tchibo'nun son kampanyasından ışıklı bir geyik ve kurabiye şeklinde süs siparişi verdim.Oğlumu bahane ederek ağaç süsü alıp duruyordum ama her Türk erkeği gibi kendileri,süsleme işini pek sevmedi.Bunu çok önemsedim mi,tabiiki hayır :)


Gündüz işte olduğum için,akşamları yayın girebiliyorum ve fotoğraf çekebiliyorum.Fotoğraflar için ışık yeterli olmuyor haliyle.Oğlum süsleri açma işini halletti,(üzerindeki giysiler tamamen kendi seçimi olup,o önde ben arkada koşarken bir punduna getirilip, giydirilmiştir söyliim :))Tchibo kampanyasında ağaç süslerini saklamak için bir kutu görmüştüm ve çok beğenmiştim.Sonra, ben de buna benzer birşey yapabilirim diyerek almadım.Aşağıdaki ürünleri kullanarak bir saklama kutusu yaptım.Yapışkanlı kağıtları Koçtaş'tan almıştım,kullanma fırsatını buldum sonunda.Karton kutunun içine süsleri ayrı ayrı saklamak için,küçük bölmeler yapmayı düşünüyorum,Başka bir kartondan birbirine geçmeli ayıraçlar olabilir.

                     
         Sol kenarda hava kabarcığı kalmış.15 dk içinde yaptım,fena sayılmaz bence.

4 Aralık 2012 Salı

Örgü erkek çocuk yeleği ve oğlumun muhteşem pozu


Deniz'in bu yeleğini Ayşe ördü,çok emek verdi ama güzel oldu.Deri şeritleri ördükten sonra,becerikli terzimiz Fatoş makinada dikti.Derileri eşi deri mühendisi olan bir arkadaşım getirdi.Görüldüğü üzere imece usulü çok güzel bir yelek çıktı ortaya...En çok emek Ayşe'nin,elleri dert görmesin :)


Oğlumun poz verişinin güzelliğine bakar mısınız nasıl profesyonel?


Yakından görünüşü de aşağıdaki gibi.Nasıl örülüyor bir bilgim yok ama örgü bilenlerin kolaylıkla anlayacağını tahmin ediyorum.Ben sadece modelini koyuyorum,gerisini siz geliştirirsiniz.Kızlar içinde daha albenili şeyler yapılabilir,kenarlarının illa deri olması gerekmiyor.Kumaş biye geçebilirsiniz,pembe örüp kenarlarına yeşil yada gri biyeler yapabilirsiniz.


''Benim çocuğum böyle durmaz,hayret sizinki nasıl güzel poz veriyor'' diyorsanız,vicdanım sızlayarak şunu itiraf etmek isterim,telefonda oyun oynayabilceğini vaadettim :)

Deniz'den inciler:
''Anne,meğerse seni buraya kafes etmişler(bu arada kafamda bir battaniye örtülü) ben de kurtarmaya geldim''diye oyun kuruyor kendince.

Bu aralar herşeye karşı...Olumlu olan herşeye'' hayır öyle değil '' diyor ya da olumsuzluk eki getiyor.Bir örnekle açıklayayım bunu.Bir türkü var son zamanlarda,Ankara'nın dağları da büklüm büklüm yolları diye...Oğlum ona da el attı,''hayır büklü değil,büksüz büksüz yolları''diye değiştiriverdi türküyü .Düşünün artık ne kadar ''değillemeci''(lisede mantık okuyanlar bilir bu terimi)olduğunu :)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...