Terrarium nedir ve nasıl yapılır?

Planlarımın arasında yer alan ''terrarium yapma''yı nihayet gerçekleştirebildim.Yapımı çok kolay ve strese birebir ...Önce ansiklopedi tarzındaki yazı başlığımın hakkını vermek için, terrariumu tanımlayayım.Terrarium,doğadaki bitki ortamının minik bir taklididir diyebilirim.Küçük bir ormanı,çöldeki vahayı ya da yağmur ormanını cam kaplara sığdırdığınızı düşünün.

Son halini görüyorsunuz.Oğlumun birkaç oyuncağını aşırdım.Bu yüzden teraryumumu  iş yerime koyucam.

Yukarıdaki çizim, ismini hatırlamadığım bir siteden alıntı.Görüldüğü üzere sırasıyla küçük taşlar,mangal kömürü,torf,bitkiler süslemek için yosun ve oyuncaklar gerekli.Miktarlarına dikkat etmek gerekiyor.
Nasıl yapıldığına gelince:

1. Kavanoz,fanus ya da ayaklı derin bir kabı(büyükçe bir kadeh düşündüyseniz bu işe yatkınsınız demektir :))iyice yıkayın.Steril olması önemli.
2. En alt kısmına çakıl,küçük taş ya da kırık testi gibi parçaları yerleştirin.Benim taşlarım az geldi o yüzden fotolarda çok gözükmüyor.Her katman dışarıdan net göründüğü için kap çok dekoratif duruyor.Taşın görevi, drenajı sağlamak yani fazla suyu çekmek.
3. Mangal kömürünü,kaba koyduğunuz çakıllardan daha küçük hale gelene kadar kırın(kömürü bir poşete koydum ve üzerine ağır birşeyle vurarak yaptım ben bu işlemi)Kömür bakterileri ve küfü önlüyor.
4. Torfu dökün ve üzerine biraz bastırın.Bir çubukla bitkiler için delikler açın.Torf olması şart çünkü toprağın içinde yabancı canlılar olmamalı.
5. Bitkinizi dikin.Bitki olarak, çok büyümeyen ve aynı ortam şartlarını isteyen cinsleri seçmek gerekir.Benim ilk denemem olduğu için tek cins bitki kullandım.İsmini bilmiyorum alışveriş yaptığım bir mağazanın bahçesindeydi,bir kaç dal isteyiverdim.Eğer tropik,nem isteyen bir bitki dikiyorsanız ağzı kapalı teraryum yapmalısınız.Çok geniş köklü bitkiyse kökleri biraz kesip, avucunuzla kökü toparlayıp(çiğ köfte sıkar gibi)dikim yapın.Teraryumdaki bitki fazla büyüdüyse budama yapabilirsiniz.
6. süsleme işinde tarifime ihtiyaç yok,çok yaratıcı tasarımlar çıkacağından eminim.Yosunu her yerden bulabilirsiniz.Ağaç köklerinde,bahçe duvarlarının kenarlarında mevcut.Oyuncaklar için ise,çocuklardan izin isteyin :)

Malzemelerim bunlardı.Gargamele cam kabımda yer bulamadım.

               

Diğer aşamaları fotoğraflamayı unutmuşum.Küçük bir not:Eğer terrarium yaparsanız birkaç ay sonra toprağını kontrol edin,miktarının azaldığını göreceksiniz.Hemen yeni toprak ekleyin.Çünkü bitki topraktaki besinleri tükettikçe toprak azalıyor.

Dikkat etmeniz gereken en önemli nokta,fazla sulama yapmamak.En dipteki taşlar su içinde yüzmeyecek.Fazla su bitkiyi çürütür.En üst kısım nemliyse sulamaya gerek yok

(sprey şişeyle sulayın).Bir de kabınızı kalorifer üzerine ya da direkt güneşe bırakmayın.Gördüğünüz gibi biberiye gibi bitkileri bile teraryumda yetiştirebiliyorsunuz.

İngilizce kaynaklar çoğunlukta.Daha ayrıntılı anlatımlar için verdiğim linklere uğrayabilirsiniz.

http://www.marthastewart.com da nasıl yapıldığıyla ilgili  videolar var.

Kaktüsler için kumla yapılan terrarium bu linke ve güzel görüntüler için flickr terrariums linkine uğrayın derim.

Misafir hazırlıkları

Cumartesi günü uzun zamandan beri görüşmediğim arkadaşlarım bana geldi.Onlar için birkaç hazırlık yaptım. Fotolardan günümün nasıl geçtiğini anlayabilirsiniz.

Güne orta halli bir kahvaltıyla başladık,arkasından hızlı bir ev toparlama girişimi ve misafirlerime çayın yanında yemek için birşeyler hazırladım.

                              Damla sakızlı muhahallebi ile yapılan kurabiyeler...

                                 
               Deniz'in en sevdiği kıymalı,ince bulgur ve cevizli muhteşem böreğimiz.Kısır yapma işini malzemeleri hazırlayıp arkadaşlarıma bıraktım,uzun zamandan beri böyle lezzetli bir şey yemediğimi farkettim.Konu yemek olunca nasıl güzel sıfatlar kullandığımı farkettiniz mi :)Vee arkadaşlarım geldi,bünyeme bir pozitiflik aşılayıp gittiler.

 Ortancaları çok severim Euro Flora'da görünce dayanamayıp almıştım.Kara tahta duvarımın önünde şık durdular.

Ben bu işleri yaparken Deniz'de bir yandan masadan aşırdığı çatallarla sanatını sergilemiş.Salonda ortalığı biraz attırmış.''dur senin yaramazlıklarını bir fotoğraflıyayım'' dediğimde ise ünlüler gibi ''anne lütfen çekme'' deyiverdi :)

Yazdan kalma bir fotoğraf koyuyorum Deniz'in bebeksi yüz ifadesinin nasıl değiştiğini görün istedim.Çocuklukta hangi foto olursa olsun,herşeye karşı duyulan o heyecandan gözlerde hep bir ışıltı var.Bazen eski fotoğraflarıma bakıyorum da yüzüm çok değişmese bile bakışımdaki o parlaklığın azaldığını görüyorum.Mutsuzluk değil fakat olgunluk denen şey bu olsa gerek :)

Deniz'den inciler:
İlkbahar gelmiş ağaçlar giyinmiş diyordu bu sabah :)

Neye diyet neye kısmet

Alayım kızıma bir kutu boya,boyasın kendini boydan boya diye başlayan bir roman şarkısı vardır.İşte o benim şu durumumu anlatan en iyi şarkıdır :)Kara tahta boyasını 2.5 litreden imal ederken artan boyayı ne yapacağımı düşünememişim.Hazır duvar boyanıyorken,ahşap boyama yapabilirim hevesiyle aldığım ama başaramayınca bir kenara kaldırdığım tepsiye de bir iki boya çalayım dedim.(çalmak bizim oralar da sürmek anlamındadır)Ne yalan söyleyeyim pek bir işime geldi,çok da kolay oldu.Boya rulosuyla bir iki sağ sol yaptım boyanıverdi :) 

Akşam eve ulaşıp,yemeği yiyip oğlumla bir iki oynadıktan sonra çay için mola verdim.''Çayın yanına elmalı kek iyi gider''diye düşündüm.Eşim pazartesi günü diyete başlamıştı ben de espri olsun diye tepsiye keki koydum ve kekin yanına da  ''neye diyet,neye kısmet''yazmak istedim.Başaramamışım :)Altına reklamımı da koydum ama cümle olmamış.Fotoğrafını çekerken bile yazım yanlışım dikkatimi çekmemiş.

Karatahta boyası ile ahşap boyanır mı sorusunun cevabını görüyorsunuz.Hem de çalakalem boyama :))

Bugünlerde biz

Bugünlerde aklımda bir sürü proje dolaşıyor.Fırsat buldukça hepsini yapıcam inşallah.Zamanımı yönetemiyorum,kafam dağıldı.Ben de not aldım yapacaklarımı...

Fotoğraf çekme işini teorik olarak hallettim,pratik yapılmayı bekliyor.Manuel ayarda 2.fotoğraf çekme denememi oğlumla yapmak istedim fakat sabit yakalayabilene aşkolsun...

Cumartesi biraz güneş vardı hemen fotoğraf makinama koştum,ışığı tam değerlendiremesem de ne yapmam gerektiğine dair fikirlerim yavaş yavaş oturdu kafamda.

Bunlar da benim projelerim.3 nolu projeyi yaptım bile.Bitmiş halini ampulleri alınca fotoğraflıycam.

Kardeşim Pınar'ı bilirsiniz.O'nun klasik bir cümlesi vardır,bana gelir ve hep der ki''Ablaa yaaa niye ben,bütün kötü insanlar neden hep beni buluyor,bir tane düzgün insanla karşılaşamayacak mıyım ben ...''Bu cümleleri o kadar çok duydum ki en sonunda duvar yazısı yapmaya karar verdim.Buradaki muhteşem çizimde görülen fıskıye saç şekli de,Pınar'ın morali bozuksa yaptığı bir tarz..

Bu kuş kafesi tarzındaki lamba mutfağımdaydı ama çok iyi aydınlatmıyordu.Geçen yıl anneme antikacıdan aldığım avizenin boş durduğunu görünce aldım mutfağıma koydum onu.Hatta kullanmadan önce  beyaza boyamayı düşündüm,zahmeti fazla olmasaydı boyardım da.Avizenin kristallerini tek tek bantlamak işime gelmedi.

Tek başıma koca avizeyi tavana astım(Zeyna'yım ben:)) ve eksik kristallerini taktım,yeniden dizayn etmiş kadar oldum.Bu kadar zahmet bana yetti.Bir sonraki yazımda bitmişini yayınlarım.Bu arada kayınvalidem bana şarjlı vidalama seti almış :)Setim bu proje de işime yaradı.
                                       
                                                                Sevgilerimle...

Kara tahta boyası yaptım

Selam,arayı çok açtım biliyorum,beni takip edenler bilir 3 günden fazla yazmadan duramam.Bu sefer de fotoğraf çekmek için uygun koşulları bekledim.Ama olmadı.Sevgili Ayda(Cafe Nohut) ve Selcen'in(hayatımızın yeni rengi) fotoğraf çekimiyle ilgili yazılarını okuduktan sonra bana bir güven geldi,hemen manuel modda fotoğraf çekmek istedim.Nitekim çektim de.Düşünün akşam flashsız çekecek kadar kendime güvendim,onlarca pozdan sonra işe yarar dişe dokunur aşağıdaki fotoları seçtim :)Fotoğraflar(en yüksek iso ayarını kullanarak çektiğim için) kalite bakımından zayıf,büyüterek koyamadım.

Her neyse sadede geleyim aklımda karatahta yapmak vardı.Yabancı bloglarda görmüş ve yapımıyla ilgili  birkaç şeyi not etmiştim.Geçen gün turuncu oda diye bir blog keşfettim,oradaki ''chalk paint nasıl yapılır'' videosundan da epey bir bilgi edindim(Bu arada teşekkürlerimi iletiyorum)Bu boyayı her yerde kullanabilirsiniz.Hatta kaplama mobilyaları bu boyayla zımparasız bile boyayabilirsiniz.

Kara tahtamız hazır.Rulo kullandık,fırça iz bırakıyor.Kenar ve köşeleri fırça ile boyayıp rulo ile düzelttik.

Yapılışı:Malzeme olarak,2.5 litrelik Polisan mat siyah sentetik boya aldım(1 litrelik boya yeterdi aslında ama Koçtaş'ta kalmamış)Her 100 ml boya için 1 yemek kaşığı derz dolgusu koyup pütür kalmayacak şekilde karıştırdım.Karıştırmak biraz zor oluyor büyük bir kap gerekti.Eğer siz de denerseniz boyanın akışkanlığına dikkata edin(fırçayla sürülebilecek kıvamda olmalı),koyu ise biraz tiner ekleyebilirsiniz.Çok sıvı olmayacak dikkat edin.(benim yaptığım karışıma yarım çay bardağı tiner yeterli oldu,koyulan tiner miktarı boya markalarına göre değişiklik gösterebilir bilginize)

Pınar boyadı.Deniz test etti.

                                            Bitmiş hali görülüyor.Daha güzel fotoğraflarını ekliycem,bunlar sayılmaz :)

                                                                                            SONRASI

ÖNCESİ

Başka renklerden deneyebilirsiniz.Ana tema aynı.Beyaz ya da bodrum mavisinden bir karışım hazırlayıp mobilyalarınızı boyayabilirsiniz.Daha kaliteli fotolar için bekleyin,güzel fotoğraflar çekicem bunu yapabilirim biliyorum(yes,i can :))

Yeni alınanlar

Her mağaza da bir indirim çılgınlığı var.%50 ve  %70'e varan(bir ürün 70'e varana kadar lime lime oluyor orası ayrı tabi).Ben de ''bir bakayım neler var''dedim.English Home'da bazı yatak örtülerinde %50 indirim vardı.Ama ilgimi daha çok kokular çekti.Hani English Home mağazasından içeri girince burnunuza hoş,yumuşak bir koku geliyor ya işte ondan ve 2 çeşidinden daha satışa sunmuşlar.Benim aldığım koku akdeniz kokusu diğer çeşitler ise yasemin ve gülden oluşuyor.Bu tür çubuklu kokuları ilk deneyişim,kokuyu artırmak için arada bir çubukları ters çevirmek gerekiyormuş onu da öğrenmiş oldum.

Polo'da seçili ürünlerde %50 indirim vardı.Oğluma aşağıda gördüğünüz gömleği aldım ve tam mağaza kapısından çıkıyordum ki aklıma düştü ''acaba bu gömleğin kumaşından büyüklere göre de gömlek yapmışlar mıdır''diye.Bir baktım ki var çok güzel bir hediye oldu eşime :)Aşağıda da ''oğluna sarılan baba''temalı müthiş fotoğraf çalışmamı görüyorsunuz.(cep telefonu ile bu kadar oluyor)

          Koton'da bu pelerinimsi şeyi gördüm,tavşanları da pek sevdim ama almaktan vazgeçtim.Yaş olarak 20'lerin başlarındaysanız düşünmeyin derim :)