Bu aralar yoktum çünkü çok hastaydım.Çekiliş dolayısıyla da bloga yazmadım.Bu senenin meşhur gribi keçi gribine yakalandım.Öksürmekten harap oldum, ciğerlerim her öksürdüğümde elime geldi diyebilirim,sarsılmaktan zayıfladım valla.Yeni bir zayıflama yöntemi olabilir aslında'' öksürerek kilo verin ''de sloganı olabilir :)Oğlumun kolu hala alçıda.Bize birşeyler oldu,bir an önce toparlansak iyi olacak.
Her neyse geçen gün balkonumu düzenlerken zeytinyağı bidonuyla burun buruna geldim ve sizinle bir şeyi paylaşmadığımı hatırladım.Ben bir zeytinyağı eksperiyim.Gerçek anlamda söylüyorum,belgeli bir eksperim.O yüzden size birkaç tüyo vereyim dedim.
- En sağlıklısı sızma zeytinyağıdır.Asit oranı % 0.8 civarıdır.Rengine göre ayıramazsınız bilginiz olsun,yetiştiği yere ve şartlara göre yağın rengi değişir(koyu renkli yağ iyidir diye bir kural yok).Kokusu meyvemsidir.Rutubet,çürük ve kötü kokuları hissedebilirsiniz yeter ki koklamaktan korkmayın :)Ayrıca zeytinyağının tadı genzinizi hafif yakmalı,tadı baskın olmalıdır bilginize.
- Zeytinyağının baskın tadını sevmiyorsanız rafine edilmiş olanları tercih edebilirsiniz.Yalnız,bilin ki rafine işlemi sırasında zeytinyağı ısıya maruz kalıyor,o yüzden sızma kadar lezzetli değil ama bu hali bile diğer yağlardan daha sağlıklıdır(ayçiçek vb gibi)Kısaca iyi kalite olmayan yağlara,güzelleştirmek için işlem uygulanıyor.Kızartmalarda ve marinasyon işlemlerinde rafine yağı tercih edebilirsiniz,sızma yağ ile de kızartma yapılabilir bir sakıncası yok hatta daha bile lezzetli olur,tek sorun sızma yağın pahalı olması.Zeytinyağı diğer yağlara göre daha az yanar,kızartmalarda onu tercih edin.Asitlik oranı %0.3 civarındaki yağlara rafine yağ deniliyor.
- Riviera(rafine zeytinyağı ve naturel zeytinyağının karışımına denir) zeytinyağının asit oranı %1 veya %1.5 olur.Bunları yazıyorum çünkü markete gittiğinizde şişeyi okuyup,anlamlandırın diye.Rengi açıktır,aroması hafiftir,kızartmalarda ve yemeklerde kullanılabilir.
- Zeytin ağacı harika bir ağaç,çevresinde ne varsa onun kokusu zeytine geçer.Diyelim ki enginar bahçesinde yaşayan bir zeytin ağacı var işte onun yağı enginar kokar.Mucizevi bir ağaç değil mi?
- Sebze yemeklerini yaparken yağı ısıtmayın.Tenceredeki yerleşim sırası şu olmalı:Soğan,domates,sebze,domates,su ve salça koyacaksanız salçalı su,en üstüne de zeytinyağı...kapatın tencerenin kapağını kısık ateşte pişirin yemeğinizi.Yemeğin pişmesine yakın da tuzu ekleyin(tuzdaki iyottan verim almak istiyorsanız).Yemeği ateşten alın,sıcaklığı azalınca zeytinyağı gezdirin.Parlak mis kokulu yemeğiniz hazır.
- Zeytinyağınızı koyu renkli cam bir şişede saklayın.Teneke de olur ama plastik olmaz.Plastiğin kokusu zeytinyağının tadını değiştirir ve kanserojen etkisi vardır.Bilirsiniz yol kenarında ya da pazarlarda 2.5 lt'lik kola şişelerinde( kapakları da fanta kapağı olur genelde:))zeytinyağı satarlar, almamanızı öneririm.Güneşte ve pet şişede bekleyen zeytinyağı acılaşır ve pet şişeden dolayı kanserojen olabilirsiniz.
- Zeytinyağı maksimum 1 sene ya da 1.5 sene de tüketilmelidir.Bekledikçe tadı acılaşır,okside olabilir. Kapalı kapta saklayın,oksijenle temas etmesin.Tüketebileceğiniz miktarda taze taze alın.
- Taş baskı zeytinyağı bulabilirseniz mutlaka alın.Deneyin...
Kahvaltımızın vazgeçilmezlerinden
Güzel şişeleri değerlendiriyorum.Paşabahçeden çeşitli şişe tıpaları bulabilirsiniz.
Yeşil zeytinin en sevdiğim çeşidi.Bir oturuşta 37 tane yemişliğim var :)Turşu zeytinlerde kostik denilen bir kimyasal kullanılıyor.Zeytinin kostikli olduğunu yeşil değil de sarıya dönen renginden ve aşırı ekşiliğinden anlayabilirsiniz.
Siyah zeytin oğlumun favorisi...
Ve, zeytinyağına batırıp yemek için güzel ekmekler bizim soframızın olmazsa olmazlarından.