Ekmek yapma makinasını geceden otomatik kurup sabaha mis gibi ekmek kokularıyla uyanmaya bayılıyorum.Hasta olmasam bu güzel kokunun verdiği gazla tüm günümü çeşit çeşit ekmekler yaparak geçirirdim.
Hasta olunca annemle babamı çağırdım bana ve oğluma baksınlar diye.Eşim bu işlerde pek başarılı değildir.Ben şuna inandım,Allah herkesi tamamlayıcısıyla evlendiriyor.Mesela, ancak kendine bakmaya yeter kabiliyetli biriyle,bu dünyaya iş yapmak için gelmiş birini eşleştiriyor.Ailem sayesinde tembel tembel yatıp tv seyretme ve dinlenme imkanı buldum.Çok şükür ki bir ailem var.
Babam Mersin'de aile ziyaretindeydi.Dönerken muz getirmiş.Akdenizlilerin bildiği üzere muz yeşilken toplanıp satılır.Çünkü,sarı muzun dayanma süresi ancak 3 gündür.Babam da muzu yeşil getirip ''doğal olarak sarartırız ,torunum da doğal muz yemiş olur ''diye düşünmüş.Ben de babamı işlem sırasında fotoğrafladım.Deniz maviş gözlerini dedesinden almış görüldüğü üzere...
Yeşil muzun yanına elma koyup hava almayacak şekilde sarıyoruz.Elmadan çıkan etilen gazı sayesinde muz olgunlaşıyor.İçindeki nişasta şekere dönüşüyor.Kabuk sararıyor.İşlem bu kadar.Çabuk olgunlaşmasını istediğimiz muzlara daha çok elma koyduk.Diğerlerine az.İlk parti 3 elmalı,ikinci parti 2 elmalı gibi...
Muz kolisini sarmak için kullandıkları ipe bayıldım.Ya da urgan deniyordu sanırım :)Deniz'in parmaklarıyla kontrol ettiği muzlar,3 gün sonra elmanın sarartmış olduğu muzlar.İşte,doğal sarartma...
Hasta olduğunda duygusula bağlayan bir ben miyim acaba?
Erdemli muzu gibisi yok.Çocukluğumda hasta olduğumda babam muz alırdı o günler aklıma geldi.
Neyse bu kucak oğlumdan bana gelsin.