•  Bir bakkal dükkanını aratmayacak ürünlerim var.Çocukluğumun güzel anılardan biri de sarelle çeşmesiydi..O zamanlar çikolata musluğuna ağzımı dayayıp kana kana çikolata içmeyi hayal etmişimdir.Şimdi düşüncesi bile şekerimi yükseliyor.

    Bir bakkal dükkanını aratmayacak ürünlerim var.Çocukluğumun güzel anılardan biri de sarelle çeşmesiydi..O zamanlar çikolata musluğuna ağzımı dayayıp kana kana çikolata içmeyi hayal etmişimdir.Şimdi düşüncesi bile şekerimi yükseliyor.

  • Lions

    Lions

  • Snowalker

    Snowalker

  • Howling

    Howling

  • Sunbathing

    Sunbathing

30 Aralık 2013 Pazartesi

Bugünkü çanta modum

Yeni yıla girerken leopar deseni günlük kıyafetlerimde kullanmaya karar verdim.Yıllar sonra tam tarzımı oturtmuştum ki moda blogları aklımı çeldi.Her neyse yeniliklere açık olmak gerek  değil mi?


Bu desenin siyahla kullanımı çok rahat ve şık,şimdilik başka renklerle kombinasyonlarını deneyecek kadar geniş bir bakış açım yok.Bu yüzden önerilerilerinize açığım.
                                                 Çanta:Hotiç
                                                 Kemer:Ranello
                                   
                     
                                            Herkese bol renkli haftalar.

27 Aralık 2013 Cuma

Doğum günü ve yılbaşı partisi fikirleri

           Yeni fikirlere açıksanız bugünkü yazım tam da size göre.Bu sitelerin adreslerini kaybetmemek için bir yazı yazmam şart olmuştu.(Evet,blogumu zaman zaman ajanda gibi kullandığım doğrudur :))


Buradaki fotoğraflar www.thepartydress.net'den.Çok orjinal parti temaları var,gelecek yıl oğlumun doğum günü partisi için bu siteden ilham alabilirim.






Aşağıdaki fotoğraflar http://www.karaspartyideas.com'dan.Bu sitedeki free printable yazan yeri tıklayarak işinize yarayan parti temalarını bastırabilirsiniz.Doğum günü ve gelin partisi  fikirleri çok güzel.



25 Aralık 2013 Çarşamba

Kakaolu ıslak kurabiye

Bizim işyerinde bütün gün bir şeyler yenir.Çünkü,hastalar tedaviye gelirken bize  yiyecek birşeyler getirirler.Bunun bizim fiziksel zayıflığımızla alakası yok,maaşallah hepimiz balık eti kıvamındayız.Sadece hastaların memnuniyetlerini gösterme şekilleri bu.
Geçen haftaki hastalarımızdan biri kurabiye ve poaça getirmiş.Saolsun o kadar çok getirmiş ki ye ye bitiremedik.Bir kısmını oğluma getirdim,çok beğendi.Hatta''o yezzetli kurabiyelerin listesini al,biz de yapalım''diye tutturdu.Zarif bir bayandı tarifi verdi,takıldığımız bir yer olursa diye telefonunu vermeyi de unutmadı.
Oğlumla bizim elimizden bir şey kurtulur mu?İşte muhteşem kurabiyelerimiz.


Malzemeler:
  • 2 yumurta
  • 6 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 paket vanilya
  • 1 kabartma tozu
  • 1 küçük paket kakao ( 25gr'lık )
  • 6 yemek kaşığı margarin(yumuşak kıvamda olmalı)
  • un (yapacağımız kurabiye hamuru şekil alabilir hale gelinceye kadar un ekliycez,miktarını ölçmedim)
  • küçük bir su bardağı süt
  • küçük bir su bardağı şeker


Yapılışı:
İlk önce 1 bardak süt ve 1 bardak şekeri bir cezvede kaynatın.Soğuması için bir kenara alın,bu şekerli sütü kurabiyeler piştikten sonra kullanıcaz.Daha sonra 2 yumurta,6 yemek kaşığı şeker,6 yemek kaşığı yumuşak margarin,vanilya,kabartma tozu ve bir küçük paket kakaoyu karıştırıyoruz.Bu karışım biraz sıvı oluyor.Yavaş yavaş un ekleyerek karışımı şekil alabilir hale getiriyoruz.Elinizle bir parça koparıp istediğiniz şekli vermeye çalışın,eğer hamur elinize yapışıyorsa biraz daha un ekleyin.Kalıbınızla hamura şekil verdikten sonra kurabiyeleri yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine aralıklı olarak dizin.Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 20 -25 dakika pişirin.Kurabiyelerin kabarmasından ve çatlamasından piştiğini anlayabilirsiniz.Fırından çıkardığınız sıcak kurabiyeleri soğuttuğunuz şekerli süte batırın ve çıkarın.Bu işlem yumuşaklığı sağlıyor.Soğuduktan sonra ağzı kapalı bir kapta saklayın.


                            Çocukların çok seveceğinden emin olabilirsiniz.Bizimkinin elinden düşmedi ordan biliyorum :)

23 Aralık 2013 Pazartesi

Deniz'in odasından

 Herkese merhaba.Sevgili işe başlayanlar,bugün pazartesi içinizde küçük bir sıkıntı var mı acaba?Ben de var çünkü bugün benim için epey yoğun geçecek.Herneyse başka şeylerden bahsedeyim,içimiz daha da kararmasın.
Haftasonunda hava güneşliydi açık havada birşeyler yapılabilirdi ama biz evde pineklemeyi tercih ettik.Deniz'den ve ev işlerinden arta kalan zamanlarda biraz da olsa dekorasyon işlerine vakit ayırabildim.Bakınız neler yapmışım:
Deniz'in odasının perdeye ihtiyacı vardı.Pencere için yeni bir tül ve fon perdesi almayı planlamıştım.Hatta fon perdesi yaptırmak üzere İkea'dan çizgili kumaş almıştım .Sonradan aklıma mekanizmalı perdenin kumaşını bu çizgili kumaşla değiştirmek geldi.Perdeciye kumaşın mekanizmaya uyup uymayacağını sordum,olur cevabını aldıktan sonra hemen diktirdim.Odayı Beşiktaş'lı yaptım diye oğlum ve eşim bana kızdı ama hiç umursamadım.


 Kitaplıkların arasında küçük bir sütun vardı,o bölümü duvar kağıdı ile kaplamayı düşünmüştüm.Sonradan vazgeçtim ve odaya biraz renk katmak için duvar kağıdından bir parçayı çerçeveledim,şifonyerin üzerine yerleştirdim.


Yeni yıl ağacımızı kurduk.Oğlum ağacın alt kısımlarını ben de üst kısımlarını süsledim.


Ağacımız bu yıl oğlumun odasında.




Yeni yıl herkese umut ettiği şeyleri getirsin.Hiçbir zaman ülkemizden barış,huzur,mutluluk,bolluk ve bereket eksik olmasın.

20 Aralık 2013 Cuma

Terrarium

Mutfağımdaki terrariumlar coştu.Kalorifer peteğinin üstünde olmalarının etkisi büyük tabi.


Kaktüsler dışarı taştı,succulentler yeni filizler verdi.Bitkisel hayatları çok güzel gidiyor galiba...


Terrarium hakkında bilgisi olmayanlar yazıma bakabilirler.

18 Aralık 2013 Çarşamba

90'lar

Çocukluğumda bizim evde kömür sobası vardı.Annem kestaneyi ve nohutu sobanın üzerinde  pişirirdi.Öyle lezzetli olurdu ki...Kış akşamlarında siyah beyaz Grundig marka televizyonumuz açık olurdu,sıcacık odanın her bir köşesinde herkes ayrı bişeylerle uğraşırdı.Anneannem elinde şişleri,tülbentinin üzerinden taktığı lastikli gözlükleriyle  çekyatta elbezi(hatırlayın:meyve ikramında sonra eller ıslak olan o bezle silinirdi ve herkesin kendine ait bir elbezi olurdu.Orlon ipten örüldüğünden ve ıslak olmasından dolayı tüylerimi diken diken ederdi.bu yüzden hiç kullanmamışımdır) örerdi.Hepimize 4'er adet örmüştü rahmetli.Geçen gün nohut yemeği pişirecektim aklıma sobanın üzerinde pişirdiğimiz nohutlar ve yukarda bahsettiğim tablo  geldi.''Mutlu çocukluk anılarımdan biri de buymuş demek''diye düşündüm.Hemen teflon tavada nohutu pişirdim ve oğlum da bu lezzeti tatsın istedim.Başta yemek istemedi ama bir tane yiyince devamı geldi...


Eskiden anneannemin oturduğu ve benim yattığım çekyat fotoğraftakindendi.O görünen kapaklardan biri arada sırada uyurken üzerime düşer aklımı alırdı.Dolap kısmına ders kitaplarımı koyardım.



16 Aralık 2013 Pazartesi

Çalışma odası -2

Bu pazar, çook uzun bir aradan sonra ilk kez sabah 11'de kalktım.Öyle mesudum ki :)Bu tarihi unutmayayım diye yazımın başına koyuverdim.Cumartesi günü ise neredeyse tüm gün Deniz'le oynadık hatta o kadar çok oynamışız ki ,odasında onu bekliyorum oyunumuz devam etsin diye,bir baktım salonda tv seyrediyor.''Oğlum hadi seni bekliyorum'' dedim.Bana''anne oynamaktan biraz yorulduk sanki''dedi.Oğlumu pes ettirecek kadar çok oynayabildiğim için mutluydum.
İşte morun hakimiyetinden kurtardığım yeni çalışma odamız.Buradan daha önceki Deniz'in odasıykenki halini görebilirsiniz..Ama,ben en çok bu halini sevdim.



                               
                                                     Rafın bu hali daha iyi oldu.


Siyah kutunun üzerini düz kağıtla kapladım.


Okuma köşeme bir de battaniye ekledim(yorumlardan yola çıkarak)


Büyük dolabı odaya göre yaptırdığımız için kapıdan tek parça halinde çıkması imkansız.O yüzden odayı dolaba göre şekillendirdim.


Bkz.odayı kullanırken giyilmesi tavsiye edilen kıyafet...




11 Aralık 2013 Çarşamba

Yeni çalışma odamız

Haftanın ortasından merhaba...Çok şükür ki, haftasonuna az kaldı.Geçen hafta oğlum çok hastaydı ve huysuzdu.Gözümüze uyku girmedi diyebilirim.Okula ve müzik kursuna gitmek istemedi.Hemen hemen her sabah ''anne bugün okula gitmesem olmaz mı?''cümlesini kurdu.Hatta bir sabah ''oğlum ben de işe gitmek istemiyorum ama...''diye başlayan bir cümle kurmak gafletinde bulundum.Hemen arkasından bana'' anne,hadi ne duruyorsun hayallerini gerçekleştirsene ''dedi.Uyanık beni gaza getirecek neredeyse :)

Deniz'in odasını bizim çalışma odamıza taşımıştık.Haliyle onun eski odası bizim oldu.Yeni odayı dekore ederken hiç hazetmediğim renklerden biri olan moru fazlaca kullandım.Kısa zamanda bir hata yaptığımı farkettim.Neyseki annem,bu oda için dana derisi imitasyonu bir halı hediye etti.Önümüzdeki haftasonu onu kullanarak odayı yeniden şekillendiricem.Odanın önceki halini görmek için tıklayın.



Yastıklar Ürgüp'teki teyzemden,tahta bavul ise babacığımdan hediye.Deri koltuk ise köşe takımının bir parçası,diğer parça Deniz'in odasında kaldı.


Renk cümbüşü...



Saksının altındaki renkli bölümü düz siyah bir yapışkanlı kağıtla kaplamayı planlıyorum.


Rafların duvar tarafını siyah yapışkanlı kağıtla yeniledim.


Daha fazla mor...



Zamanla mor rengi sevebilirim belki...


Bu haftasonu son rötuşları da yapayım,odanın yeni halini eklerim ...

9 Aralık 2013 Pazartesi

Davet sofram

Herkese merhaba... Yazılarıma selam vererek başlamadığımı farkettim,aslında ne büyük kabalık.Hiç beklemediğim bir izleyici sayısına ulaştım.Artık yakın çevremi aştım,uzaklardan bir sürü izleyenim  var,bir selamla başlasam iyi olacak.Blogumu açtığımda hatırlıyorum da işyerinden arkadaşlara ''bloguma bakın yeni bir yazı var''diyordum.Tıklanma sayıma göre arkadaşlarımdan kim bakmamış anlıyordum,zira 5 kişi filan günlük izleyicim oluyordu :)Bir de blogger ayarlarında '' kendi sayfa görünümlerimi izleme ''diye bir seçenek var,ben onun ne anlama geldiğini geç keşfettim,blogumu her açıp kapattığımda sanki birileri sayfamı ziyaret etmiş gibi istatistiklerim artmış görünüyordu.Aslında o sayıyı kendimin arttırdığını anlayınca hayal kırıklığına uğramıştım.
Herneyse şunu demek istiyorum bu kadar izleyici sayımın olması beni çok mutlu ediyor.

Cumartesi günü arkadaşlarımızla eğlenceli bir akşam geçirdik.Oğlum teyzesinin yanına gittiği için çok zamanım vardı bu sebepten ''Yemekteyiz ''programlarındaki gibi bir sofra hazırladım.Arkadaşlarımı da uyardım bana 4 puan verene tatlı servisi yok diye  :)


Altında mum koyma yeri olan bu kabı seviyorum.Sıcak tutulması gereken bir et yemeği vb olduğunda mum yemeğin ısısını koruyor.


 Portakallı pırasayı tavsiye ederim.Tarifini şöyle hızlıca vereyim.Önce zeytinyağında verev dilimlediğiniz  havuçları,sonrada pırasaları kavurun üzerine de 1 bardak portakal suyu,yarım limon ve biraz su(toplam sıvı miktarı pırasaların üzerini örtecek kadar olmalı)ilave edin.Pırasalar yumuşadıktan sonra yarım çay bardağı pirinç koyabilirsiniz.Pişip pişmediğini pirinçlerin tencerenin dibine tutmasından anlayabilirsiniz ya da tadına bakın :)Ocaktaki tencereyi çok karıştırmazsınız pırasalarınız daha şekilli olur.


Aklımdayken şunu söylemek istiyorum.Yemek yakımlarınızı çeyizinize en son alın ya da baştan alayım derseniz desensiz klasikleri tercih edin.Aldığınız yemek takımı sadece misafirler için kullanıldığı için eskimiyor ve zamanla zevkiniz değişiyor.
Bu hafta düzenli yayınlarıma geri dönüyorum bilginize...İyi haftalar.


2 Aralık 2013 Pazartesi

Özlenen yaz...


Yazı bu kadar çabuk özleyeceğim aklıma gelmezdi.Hastalıklar beni sonbahardan fena halde soğuttu.Umarım kış iyi geçer.Yaz tatilimizin bir kısmını Karaburun'da geçirmiştik,o tatilden bir kaç kare koydum.Haftaya güzel başlayalım diye...




Ergin pansiyon'da kaldık.Öyle güzel kahvaltıları var ki tadı hala damağımda...




         İyi haftalar...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...